DİĞER
“İskandinav polisiyesi fiyortların ötesindeki bir balıkçı teknesinde, keyifli ve capcanlı bir şekilde oltaları atmış, yeni arkadaşlıkları mı bekliyor? Yoksa kilitli bir kapının ardında, dilini yutmuş halde ölü mü yatıyor? Eğer ikincisiyse, İskandinav polisiyesini kim öldürdü? Gelin şüphelileri duvara dizelim: Kâr peşinde koşan yayıncılar, rahatlık peşindeki okuyucular, alaycı yazarlar, kurnaz televizyon yapımcıları...”
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
"Jean Genet’yle aynı kan grubundan olan Réal’in edebiyatı, fahişelik yapan kız kardeşlerine, tüm o yalnızlıktan kaybolmuş, ölüme terk edilmiş, çok fazla sevgi vermiş ancak hiç almamış dostlara, Eleni Varikas’ın ifadesiyle 'dünyanın kırıntıları, döküntüleri olan ayaktakımına' övgü niteliğindedir."
Acker’a göre dövmeci işaretleyicidir. Yazar da aynısını yapar. Dil ile beden arasındaki ilişkiden büyülenir...
© Tüm hakları saklıdır.